Gözlüğünün camları buğulanmış, dışarıda yağan kardan..
Donmuş parmak uçlarıyla gözlüğünü çıkarıp, hafif onaylarken, sevgilisi
' Keşke lens taksaydın ' dedi.
Kadınsa ' Lensi sevmiyorum ' minik bir bakış fırlatıp, buğulu gözlükleri geri taktı..
Kadın gözlüğünü taktığında adam ' parmağıyla 1 yaparak bu kaç 'dedi.
Kadınsa hafif sırıtarak ' sıfır ' dedi..
Nasılda dışarıdan şirinlerdi; pembe montlu kadın ve yeşil montlu adam...
Dışarıda bir hızlanan bir yavaşlayan kar fızıltısı, kadın adamın kulağına eğilip, adamında gördüğü karın varlığını muzipçe ona fısıldadı. Sonra ekledi..
Keşke İstanbul benim olsa,
Keşke bu karı ben yağdırsam,
Keşke hep kar olsa,
Nasıl da özlemişim karı ve seni...
Adam nasılda gözleriyle gülümsüyor...
Ve birden ' tarhana ' diyor.
Kadın heyecanla ' tarhana çorbası yapacağım sana eve varır varmaz '
Adam keyifle ' ben öğreneyim asıl, ben sana yapacağım yanına da soslu makarna '
Hafif gülüşmeler ısıtıyor, birbirlerini..
Ve adamın kadının belini sarması..
Kadın otobüste yolları izlerken yine karın büyüsüne kapılır ve dile gelir,
' Keşke hep kar yağsa aşkım, tutsa bu kar, ölse tüm mikroplar, aslında çamaşır suyu kullanırsa herkes sokaklar tertemiz olur '.
Adam hafif bir gülümseme ile kadının boynunu öper..
Kadın susmaz daha da keyiflenir..
' Yollar boş gibi gözüküyor ve kar tutacak,
Umarım tutar aşkım '...
Burcu Karşı